ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi İrtibat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Tuğba Akdal, depremde kriz yönetimine sosyal medya kriz yönetiminin de eklenmesi gerektiğini belirterek, “Sürekli olarak somut kriz yönetimine odaklanıyoruz ama şu anda çok ciddi bir sosyal medya kullanıcı kitlesi var. Bu nedenle ‘kriz olduğunda’ yönetimi’ denilince, sosyal medya kriz yönetimi de işin içine giriyor.Sosyal medya ele alınması gereken en önemli konulardan biri” dedi.
Kriz dönemlerinde dezenformasyon ve yanlış bilgilendirmenin sosyal medya aracılığıyla hızla yayıldığına dikkat çeken Doç. Dr. Tuğba Akdal, Türkiye’nin 60 milyonu aşkın sosyal medya kullanıcısı ile dünyada 3. sırada olduğunu söyledi. Akdal, “Kriz yönetimi konusu herkesin gündemi haline geldi ama biz sürekli somut kriz yönetimine odaklanıyoruz ama artık çok ciddi bir sosyal medya kullanıcı kitlesi var. Dolayısıyla kriz yönetimi denilince sosyal medya kriz yönetimi de akla geliyor. Dolayısıyla gündeme alınması gereken en önemli konulardan biri sosyal medyadır” dedi.
‘TOPLUM SOSYAL MEDYA ÜZERİNDE DE KRİZ YAŞIYOR’ Sosyal medyanın bağlantı kurmada sağladığı avantajların yanı sıra kriz yaratabildiğini belirten Doç. Dr. Akdal, “Sosyal medya aracılığıyla sosyal olarak bir kriz yaşıyoruz. Olay yeri görüntülerini paylaşarak, duygu ya da niyet aktararak, bilinçsiz kullanımımızla yorum yaparak bu sürece dahil oluyoruz. Kişilerden izin almadan görüş paylaşabiliyoruz.” “Etik ihlaller yaratabiliriz. Kişilerin kimlik bilgilerini izinleri olmadan açık bir şekilde paylaşabiliriz. Sıradan bireyler olarak afet durumlarının kaosu, anonimliği ve heyecanı içinde ne yazık ki sosyal medyanın bizim için içerik üretme özgürlüğünü yanlış amaçlarla ya da bilmeden yanlış sonuç doğurabilecek şeylere yönlendirebiliyoruz” dedi. NORMAL HAYATA DÖNÜŞ SÜRECİ ZOR’ Dr. Akdal, “Acıları sömürü noktasına getirebiliriz. Orada bir baba, çocuğunun kıyafetlerini enkazdan toplar ve ona sarılır. Bu görseli paylaşmanın ne zararı var? Burada acıyı paylaşmıyoruz. Maalesef burada acıyı istismar ediyoruz. “O iş göremezlik özelliğiyle geçmişi silemeyiz. Bundan dolayı bu baba normal hayata dönüş sürecinde böyle bir görüntü gördüğünde aslında ona bir kötülük yapmış oluruz. Bu insanların hakkını elimizden alıyoruz. Geçmişi unutun, bu insanlar normal hayata dönecek, normal hayata dönüş sürecini zorlaştırıyoruz.” Sosyal medyada hüzünlü müziklerle servis edilen görüntülerin etkileşimi artırmak için ticari kaygılar yarattığını vurgulayan Akdal, “Sadece somut çalışmalar açısından değil sosyal medyada da afet yönetimi hazırlıkları yapmamız gerekiyor, bu çok değerli bir nokta. Afet yönetimi eğitimleri sosyal medyada kurumsal kuruluşlar tarafından verilmeli.Böyle dönemlerde tez veya gerçek birbiriyle karıştırılıyor.İnsanlar rastgele bir iddiayı direkt gerçeklik olarak kabul edebiliyorlar.Sosyal medya kullanıcıları olarak bunu yapmamamız gerekiyor. kesinlikle duyarlı olmak ve empati kurmak gerekiyor.Göndermeden önce o gönderiye bir göz atıp ‘Bunu yazmamın bana ne faydası var ya da bunu paylaştıktan sonra kime zarar gelebilir’ dedi.Bu 2 soruyu sormamız gerekiyor. , aslında cevabı bulacağız.”
