TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İsrail’in Gazze saldırısına ilişkin, “Özellikle ikinci haftadan itibaren sadece siyasi ve askeri terminolojiyi değil, dini terminolojiyi de kullanmaya başlıyorlar. Devam edeceklerini söylüyorlar. Halkı Nil’den Fırat’a götürene kadar bu savaşı sürdürüyorlar ve hatta Isaiah’ın “Onlar kehanetlerinden bahsediyorlar. Artık İsrail bu savaşı zaten bir teoloji savaşına dönüştürmüştür.” dedi.
Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere gittiği Saraybosna’da, Bosna Hersek’te yayın yapan Hayat TV’nin Aliya İzzetbegoviç Vakfı’ndan düzenlediği programa katılarak soruları yanıtladı.
Kurtulmuş, Gazze’de tüm dünyanın gözü önünde yaşanan sivil katliamına ilişkin bir soruya yanıt olarak, “Gazze’de yaşananlar bir insanlık dramı, tam bir laf israfıdır, bir olaydır” dedi. büyük bir vahşettir ve kelimenin tam anlamıyla açık bir soykırımdır.” dedi.
Gazze’de çocuk, kadın, genç, yaşlı sivillerin ayrım gözetmeksizin şehit edildiğini, bugüne kadar 4 binden fazlası çocuk olmak üzere yaklaşık 10 bin şehidin verildiğini belirten Kurtulmuş, bunun ciddi ve utanç verici bir suç olduğunu vurguladı. tüm insanlık için. Kurtulmuş, tıpkı Srebrenica katliamında olduğu gibi büyük bir soykırım yapıldığını belirterek, “Aynı filmi burada Gazze’de bir kez daha izliyoruz. Gazze’de katiller var, katillere destek verenler var, sessiz kalanlar var” Ama şunu söyleyeyim, bu dünyanın her yerinde oluyor.” İnsanlığa karşı işlenen suça ortak olmak istemeyen vicdanlı insanlar var. Dolayısıyla Nazilerin Auschwitz’de yaptığı hata cezasız kalmadığı gibi, Srebrenica’daki katillerin eylemleri de cezasız kalmadığı gibi, Gazze’deki bu soykırımın katillerinin de hesap vereceğine ve kalmayacaklarına inanıyorum. cezasız. Çünkü işlenen suçlar “Açık bir insanlık suçudur. Bir an önce ateşkese ulaşılmasını ve Gazze’deki mazlum ve masum halka temel insani desteğin sağlanmasını umuyoruz.” dedi.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde kalıcı ve adil bir barışın bir an önce sağlanması için çaba gösterdiğini belirten Kurtulmuş, “Ancak konunun onlarca yıldır çözülemeyen siyasi boyutuyla birlikte, Bugün çözülmesi gereken acil ateşkes ve insani yardım konusu birinci önceliğimizdir.” Bunu önceliğimiz olarak görüyoruz.” dedi.
Kurtulmuş, “1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Filistinlilerin ev, iş yeri ve köylerini gasp eden yerleşimcilerin derhal ortadan kaldırılması ve Mescid-i Haram başta olmak üzere kutsal mekanların korunmasının sağlanması” dedi. -Aksa, Filistin’deki sorunun siyasi çözümü için şarttır.” değerlendirmesinde bulundu.
Gazze’deki katliamlarla uluslararası sistemin çöktüğünün altını çizen Kurtulmuş, “Güçlü olanın, elinde silah olanın, medya gücü olanın, ekonomik gücü olanın dilediği gibi yönettiği bir dünya ortaya çıktı. Bu, İstesek de devam edemeyiz. Biz Türkiye olarak buna son vereceğiz.” “Dünya beşten büyüktür diyoruz. Adil ve eşitlikçi bir dünya sisteminin yeniden kurulması gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
“Destekleyenler tarih önünde hesap verecek”
Kurtulmuş, sivillerin öldürülmesinden İsrail’in yanı sıra AB ve ABD’nin de sorumlu olduğu yönündeki açıklamaları hatırlatınca, şunları söyledi:
“Önemli olan bizim ne düşündüğümüz değil, İsrail’i destekleyenlerin ne söylediğidir. Yani bu kadar büyük bir insanlık suçu varken koca bir ülkenin bakanı gelip ‘Evet buraya Yahudi olarak geldim’ dedi. Bu doğrudan Amerika’ya destek vermektir. Türkiye’nin ilgili kurumları çok net bir şekilde şunu ifade etti: “Biz İsrail’e kırmızı çizgi çizmiyoruz. İsrail istediğini yapabilir.” İsrail’e destek vermek için bölgeye uçak gemileri de gönderdiler. Yani, “İsrail’in bu zulmü yapmasına kimse engel olmasın, eğer ‘Böyle bir şey olursa biz de biziz’ mesajını verdiler. Burada.’ Dolayısıyla bu saldırganlığa karşı İsrail’i destekleyen, onları haklı gören, saldırganlığına itibar eden herkesin bu suça ortak olduğunu çok açık bir şekilde söylemek mümkündür.
Elbette Türkiye olarak kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun sivillere yönelik hiçbir saldırıyı kabul etmiyoruz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Ancak şunu kabul etmek mümkün değil: Siviller arasında hiyerarşi yoktur. Yani falanca sivil öldürüldüğünde kötü ama diğeri öldürüldüğünde, yani El-Ehli Baptist Hastanesi’nde 500 kişiyi öldürdüğünüz zaman iyi oluyor. Böyle bir mantık yok. Bu insanlık değil. Dolayısıyla bu desteği sağlayan herkesin tarih önünde sorumlu olacağı açıktır.”
“İsrail bu savaşı zaten teolojik bir savaşa dönüştürdü.”
“Gazze’deki asıl amaç Filistin halkının tamamen yok edilmesi midir?” Kurtulmuş, soruya yanıt olarak İsrail yönetiminin başlangıçta bu kadar ileri gitmesinin imkansız olduğu düşünülen işler yaptığını belirtti. Kurtulmuş şunları söyledi:
“Özellikle ikinci haftadan sonra sadece siyasi ve askeri terminolojiyi değil, dini terminolojiyi de kullanmaya başlıyorlar. Yani kendi inançlarına göre o bölgede yaşayan Yahudiler dışındaki herkes temizlenene kadar bu savaşı sürdürecekler, yani, İşaya’nın sözlerine göre, halkı Nil’den Fırat’a götürene kadar.” Kendi kehanetlerinden bahsediyorlar. Burada bizden başka kimsenin kalmayacağını, kalanların da köle olmayı kabul edeceklerini açıkça söylüyorlar. Bu hatalı bir teolojik anlayıştır. Kendini dünyanın efendisi gören, o vaat edilen toprakların onların hakkı olduğunu düşünen, taban oranındaki yerleşik halkın oradan sökülmesini isteyen bir anlayıştır. “Bu kabul edilemez. İsrail bu savaşı zaten teolojik bir savaşa dönüştürdü.”
“Balkanlar’da asla yeni bir gerginlik, yeni bir çatışma istemiyoruz.”
“Şu anda Balkanlar’daki durumu nasıl görüyorsunuz?” Soru üzerine Kurtulmuş, Türkiye’nin Balkanlara ilişkin temel stratejisinin güven ve istikrarı korumak olduğunu söyledi. Balkan halklarının birlikte ortak bir gelecek inşa etmesinin mümkün olduğu görüşünde olduklarını vurgulayan Kurtulmuş, “Balkanlar’da asla yeni bir gerginlik, yeni bir çatışma istemiyoruz. Özellikle toprak bütünlüğü korunmuş bir Bosna’yı. ve egemenliğinin tam olarak sürmesi bölgede güven ve istikrarın değerli bir garantisi olacaktır.” söz konusu.
Kurtulmuş, Kosova ile Sırbistan arasındaki gerilimin hiçbir şekilde Bosna Hersek’e sıçramaması gerektiğine inandıklarını belirterek, “Bosna Hersek’in başta Avrupa Birliği üyeliği olmak üzere kendisi için hayati gördüğü projelere destek veriyoruz. Bosna’nın kıyamete kadar farklılıklarını bütünleşme aracı haline getirerek yoluna devam etmesini diliyorum.” devam ediyor.” dedi.
“Bölge ülkelerinin sorunları çözme becerisini ortaya koyması gerekiyor”
“Kosova’da durum şu anda son derece gergin. Çözüme ulaşılmaya çalışılıyor ama görüşler hala çok farklı. Nasıl bir çözüm bulunacak?” Soruyu yanıtlayan Kurtulmuş, ülkeler arasındaki siyasi farklılıkların doğal olduğunu ancak en farklı düşüncelere sahip olsalar bile diplomatik masanın açık tutulması gerektiğini söyledi.
Kurtulmuş şunları söyledi:
“Balkanlar, Karadeniz, Kafkaslar, Ortadoğu, hatta Yemen ve Doğu Akdeniz’e kadar olan coğrafyadaki ülkeler kendi aralarındaki sorunları çözemezlerse bu sorunlar hızla uluslararası soruna dönüşebilir. Diğer ülkeler gelip bu sorunlara müdahale ediyor.Dolayısıyla onların karıştığı her sorun daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.Lübnan buna örnektir.Lübnanlılar Lübnan’daki sorunu kendi aralarında çözebilselerdi, bugün Lübnan, Ortadoğu’nun en güçlü kültürel temelleri bu durumda olmazdı, eğer ülkeler kendi aralarındaki sorunları çözebilseydi, Libya ve Yemen şu anki parçalanmış durumda olmayacaktı, aynı şekilde Suriye de bu durumda olmayacaktı. kendi iç sorunlarını çözebildiği bir noktada bu haliyle dağılmazdı.Bütün bunlardan ders çıkarmamız gerekiyor.Bölge dışındaki ülkelerin sorunlara müdahale etmemesi için bölge ülkelerinin Mutlaka sorunları çözme becerisini göstermesi gerekiyor.”
“AB’nin güven ortamını yaratamadığını Ukrayna kriziyle gördük”
Kurtulmuş, “AB’nin güven ve barış cenneti olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna şöyle cevap verdi: “AB’nin inanç ortamını yaratamadığını Ukrayna kriziyle gördük.” 2014 yılında Kırım’ın ilhakı ile başlayan süreçte AB’nin sesini çok zayıf bir şekilde çıkardığını ve herhangi bir önlem alamadığını hatırlatan Kurtulmuş, “AB’nin şu anda Türkiye’yi hayata geçirecek bir çerçevenin çok gerisinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. güvenlik yaratın.” söz konusu.
“Dünyanın yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var”
Kurtulmuş, “Güvenlik açısından Bosna Hersek’in NATO’ya katılması doğru mudur?” Soruya ilişkin şu açıklamaları yaptı:
“NATO kendi üyelerinin güvenliğini sağlayacak yeterli güce sahip değildir ve aslında o soğuk savaş döneminde eski dünyanın savunma şemsiyesi olan NATO eski işlevlerini yerine getirememiş ve içeride de Dünyadaki birçok uluslararası kurum ve kuruluş da bu konuyu konuşuyor.” Çok fazla eleştiri var. Rastgele koruma sağlayamayacağı yönünde eleştiriler var. Benim düşüncem, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyadaki tüm uluslararası siyasi mimarinin çökmekte olduğu yönünde. Önümüzdeki dönemde saydığımız tüm kurumlar başta Birleşmiş Milletler olmak üzere insanlık yeniden yapılanma sürecine girecek. gitmeli.
Bu kurumlar neden var? Güvenliği sağlamak. Bu kurumlar neden var? Dünyadaki savaşları önlemek için. Önemli olan savaşları önlemek ve insanların acılarını ortadan kaldırmaktır. Ama ne yazık ki bu kurumların hiçbirinin bu sorunları çözecek gücü ve imkanı yok. Bu nedenle dünyanın yeni bir yapılanmaya ihtiyacı var.”
“Tüm halkımızın kalbinde Bosna Hersek sevgisi var”
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Kurtulmuş, Türkiye-Bosna Hersek ilişkilerine ilişkin bir soruya yanıt vererek, iki ülke halkının derin, tarihi ve kültürel bağları olduğunu belirtti. Kurulduğu günden bu yana her zaman Bosna Hersek’in yanında olduklarını belirten Kurtulmuş, “Bütün halkımızın gönlünde Bosna Hersek sevgisi var. Bunun temel sebebi ise ortak tarihi ve kültürel geçmişimizdir. Bosna Hersek ve Balkanlar’daki tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz.” “Bosna Hersek’in en ileri noktalara gitmesini ümit ediyoruz. Zorlukların ve sorunların olduğunun farkındayız ve Türk halkı ve Türk devleti olarak her zaman Bosna Hersek’in yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum. ” Şu şekilde konuştu:
